Mısır alım fiyatını kim belirledi?

Mısır alım fiyatının beklenenin altında açıklanması üreticileri kaygılandırdı. Yeni yıl için sıkıntılı bir yıl olabileceğini bile söyleyen üreticiler var. Mısırda, üretim girdilerine ard arda zam gelirken, bu yıl yüzde beşlik bir artış gerçekleşmesi "bunu kim istiyor, bu fiyatı kim düzenliyor" sorusunu da gündeme getirdi. Birgün Gazetesi'nden Ozan Gündoğdu "mısır alım fiyatını tekel mi belirledi" diye sordu. Gündoğdu'nun yazısı şöyle: Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 22 Ağustos’ta mısır alım fiyatını açıkladı. Geçen yıl 5 bin 700 lira olan 1 ton mısıra bu sene 300 lira zam yapıldı ve bu yılki fiyat 6 bin lira oldu. Zam oranı sadece yüzde 5,2… Bu enflasyon ortamında, mazot 1 yılda 2 katına çıkmışken, dolar son 3 ayda yüzde 30 değerlenmişken yüzde 5,2’lik zam... Mısır fiyatının açıklandığı 22 Ağustos’tan 1 hafta önce, 15 Ağustos’ta TÜİK, tarım ürünlerindeki maliyet artışlarını gözlediğimiz Tarım ÜFE verisini açıklamıştı. 12 aylık ortalamalarla Tarım ÜFE oranı yüzde 102. Yani üretim maliyetleri en az 2 katına çıkmış, bunu resmi kurumlar ifade ediyor ama bir başka resmi kurum TMO’nun mısır çiftçisine yaptığı zam yüzde 5,2! İktidar da fiyatın tam bir hayal kırıklığı olduğunu farkında olacak ki, fiyatı Erdoğan açıklamıyor, fiyat bir basın duyurusuyla ilan ediliyor. AKP’li milletvekilleri de sosyal medyadan paylaşmıyor, açıklanan fiyatın yaratacağı tepkiden korkuyorlar. Fakat üzerine konuşulan ürün mısır olduğunda, fiyat yalnızca çiftçinin ilgilendiği basit bir konu olmaktan çıkıyor. Hububat grubunda yer alan mısır, dünyada ekim alanı temel alındığında buğdaydan sonra 2’nci sırada. Üretim miktarı temel alındığında buğdayı da geçiyor ve ilk sırada yer alıyor. 2022 yılı itibariyle dünyada 1,1 milyar ton mısır üretimi var. Üretimde başı ABD çekiyor. Bizdeki mısır üretimi 8,5 milyon ton civarında. Peki, ne yapılıyor bunca mısır? YAŞ MEYVE SEBZEYE BENZEMİYOR Nişasta bazlı şeker (NBŞ) üretiminin hammaddesinden bahsediyoruz. Hemen hemen tüm şekerli ürünlerin girdisi mısır. Fakat yalnızca şeker üretimi değil, bitkisel yağ üretiminin de zirvesini mısır oluşturuyor. Sadece insan besini değil, aynı zamanda endüstriyel hayvancılığın yem olarak kullandığı en yaygın ürün. Yani mısır, yalnızca dünyadaki 8 milyar insanı değil, insanların et üretmek için beslediği milyarlarca büyükbaş hayvanın da gıdası. Böylece, 21’nci yüzyıl uygarlığının en çok ürettiği hububat haline geliyor ve üretim hacmi her geçen yıl artıyor. Bu nedenle, mısır üretimini TMO ile mısır çiftçisi arasındaki bir ilişki olarak değerlendirmek yanlış olur. Mısır, domates, biber, soğan gibi yaş meyve sebze üretimine de benzemez. Yaş meyve sebze stoklanamadığı için fiyatı yerel ölçekte belirlenir. Fakat mısır, stoklanabilir bir ürün olması nedeniyle bir emtia olarak borsalarda işlem görür. Kontratlara konu edilir. Fiyat küresel piyasalarda belirlenir. Bu haliyle mısır, altın, gümüş veya kömür gibi bir emtiadır. Dolayısıyla ABD’deki mısır fiyatı ile Hindistan’daki mısır fiyatı birbirine yakın oluşur. Peki, 6 kıtada çok farklı maliyetlerle üretilen bir ürünün dünyada nasıl tek bir fiyatı olur? Bunu anlamak için hububat sektöründeki tekelleşmeyi bilmek gerekiyor. MISIRIN ABCD’Sİ Stratejik önemi bu denli yüksek bu ürünün ticareti de büyük ölçüde tekellerin kontrolünde. Dünya mısır ticaretinin yüzde 70’ini Amerikan menşeili 4 şirket üstleniyor. Bu şirketler, Archer, Bunch, Cargill ve Louis Dreyfus. Baş harflerinden yola çıkarak bu şirketlere ABCD grubu deniyor. Şirketlerin bilançoları yüzlerce milyar doları buluyor. 6 kıtada mısır alıyor ve satıyorlar. Fiyatı da onlar belirliyor. ABCD grubunun Türkiye’ye hâkim olan şirketi Cargill. 31 Mayıs itibariyle yıllık gelirlerini yüzde 23 artırarak 165 milyar dolara çıkardılar. En basit haliyle, hububatı alıp, işleyip satma işinden kazanılan 165 milyar dolar… İşin sırrı hububatı ucuza almak, stoklamak ve doğru zamanda satmaktan ibaret. Bu yolla tek başlarına Türkiye’nin yıllık gelirinin 5’te birini kazanıyorlar. Cargill, an itibariyle TMO’dan sonra Türkiye’deki en büyük mısır alıcısı konumunda. O halde şunu söylemek yanlış olmaz; TMO mısır fiyatını düşük açıkladığında buna en çok Cargill sevinecektir. Peki, TMO gerçekten düşük fiyat mı açıkladı? Bu soruya cevap verebilmek için mısırın küresel fiyatına bakmak gerekiyor. TÜRKİYE MISIRDA  SÖMÜRGE KONUMUNDA 1,1 milyar tonluk mısır üretiminin 8,5 milyon tonunu Türkiye üstleniyor. Bu haliyle ne fiyatı belirleyebilen bir güç ne de küresel şirketler olan ABCD üzerinde söz sahibi. Mısırın fiyatı, ABCD grubunun kontrolünde belirleniyor ve ulusal ölçekli kurumlar bu fiyatı kendi çiftçilerine dayatıyorlar. Bu kurumların Türkiye ayağını da TMO oluşturuyor. Tam bir emperyalist tezgâh… TMO’nun görevi, tümüyle küresel bir emtia haline gelmiş, küresel tekeller tarafından belirlenen fiyatı, yurtiçindeki küçük çiftçiye dayatmaktan ibaret. TMO’nun mısır için belirlediği fiyat ton başına 6 bin lira. Bugünkü kurla 220 dolar. Geçen yılki 5 bin 700 TL’lik tutar o günkü kurla 320 dolara karşılık geliyordu. Türkiye’deki mısır fiyatı 1 yılda 100 dolar düşmüş oldu. Bunun nedeni fiyatın dünyada da düşüyor olması. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi ve Ukrayna limanlarındaki hububata ambargo uygulaması nedeniyle, geçen yıl fiyatlar yükselmişti. Fakat tahıl koridoru ile fiyatlar düşüş trendine girdi. An itibariyle dünya borsalarında mısırın ton fiyatı 200 dolar civarında. TMO’nun açıkladığı 220 dolarlık fiyat küresel tekellerin belirlediği fiyata uygun hatta cazip. Ama şimdilik cazip… TL’de yaşanacak değer kaybı düşünüldüğünde mısır, ABCD grubu için yakın zamanda daha da ucuzlayacaktır. Gelişmekte olan ülkelere uygulanan tarife Türkiye’de de çalışır: Yaş meyve sebze üret, istediğin yere ihraç et ama stoklanabilir ürünleri ABCD’ye bırak. Türkiye de bu tarifeye “hay hay” demektedir.  Aksi halde, ürettiği mısırı ihraç edecek kimse bulamaz ya da mısır ithal etmek istediğinde zorluk yaşar. Bu haliyle, mısır fiyatını TMO açıklamış olabilir ama fiyatı TMO’nun kulağına fısıldayan ABCD’dir. *** YİNE HAYAL KIRIKLIĞI Mısır üreticilerini mağdur eden fiyat düzenlemesine, büyük tepki geldi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) hesaplamasına göre girdi fiyatlarındaki artışlarla mısır maliyeti son bir yılda yüzde 43 oranında artarak ton başına 6 bin 140 lira olarak gerçekleşirken üreticilerin artan maliyetler nedeniyle alım fiyatının ton başına en az 8 bin lira olmasını talep etmişti. SEKTÖRÜN İNSAFINDA Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, açıklanan fiyata tepki göstererek “Hepimizi hayal kırıklığına uğrattı. Çiftçinin üretime devamı için kiloda 1,30 TL prim açıklanmalıdır. Yoksa çiftçi, nişasta ve yem sektörünün insafına terk edilir. Üretim maliyetinin ne kadar arttığı belliyken bu artış çiftçimizi üzdü” dedi. Türkiye’de üretilen mısırın yüzde 83’ü yem sanayisinde kullanılırken kalanı nişasta bazlı şeker üretimi, gıda sektöründe ve mısır yağı üretiminde değerlendiriliyor. Yerli çiftçi yüksek üretim maliyetleri ve düşük fiyatlarla üretim yapmaya çalışırken mısır ithalatı da her geçen gün artıyor. TZOB’a göre mısır ithalatı 2022 yılında 2 milyon 983 bin tona çıkarken ödenen tutar 1 milyar doları aştı. 2023 yılının ilk 6 ayında ise 1 milyon 505 bin ton ithalat yapıldı. 2023 yılı 6 aylık dönemde toplam ithal edilen mısırın yüzde 85’i Rusya’dan, yüzde 11’i ise Ukrayna’dan gerçekleşti. Öte yandan üreticiler de mağduriyetlerini “Ekmeseydik daha iyiydi” diyerek gösterdi. ANKA’ya konuşan Adana’daki çiftçi Arzu Tekin, “Mısırda maliyet dekara kilogramda 7,5 lira civarında. Fiyat en az kâr payıyla 9 lira olmalıydı. Bu sene ektiğimize bin pişman olduk” dedi. CHP Milletvekili Ayhan Barut ise “Çiftçinin eline en az 9 lira geçmeliydi. Bu şartlarda mısır üreticisi tekrar üretim yapamaz hale gelecek” şeklinde konuştu.
Benzer Videolar