Keçiler, diğer çiftlik hayvanlarına göre kalitesi ve fiyatı fazla olmayan kaba yemleri daha iyi değerlendirirler. Keçilerin bakım ve beslenmeleri kolaydır. Bu nedenle fazla iş gücüne ihtiyaç göstermezler. Süt ve et verimleriyle çiftçi ailelerine gelir sağlayan ekonomik hayvanlardır. Bu dersimizde keçilerin özelliklerini bakım ve beslenmelerini inceleyeceğiz. KEÇİLERİMİZİN SÜT VERİMİ ÇOK DEĞİL Ülkemizde en yaygın olan kıl keçisidir. Kıl keçisinin süt verimi çok olmamasına rağmen, süt bu hayvanlar için önemli bir üründür. Tiftik keçileri de süt verimi ile işletmeye gelir sağlar. Zaten keçi varlığımızın en büyük bölümünü de bu iki ırk oluşturmaktadır.
Süt verimi yüksek keçi ırkımız yok mu? Mesela, Malta keçisi nin süt verimi daha yüksektir. Ege ve Marmara bölgelerimizde yetiştirilir. Ancak sayıları çok değildir. Malta keçileri 6-7 ay süreyle sağılırlar. Bu sürede ortalama 400 kilo kadar süt verirler. Süt verimi yüksek olan diğer keçi ırkı ise Kilis keçisi dir. Adını bulunduğu yöreden almıştır. Kilis ve dolaylarında yetiştirilmektedir. Bir sağım döneminde 300-500 kilo kadar süt vermektedir. Melezleme Verimi Artırıyor Bilim adamları ”Bizim kıl keçilerinin süt verimi artmaz mı?” diye düşündüler ve üstün süt verimi olan ırklarla melezlemeler yaptılar. Bu çalışmalardan çok memnuniyet verici sonuçlar alınmıştır. Eğer, melezlemeyi yaygınlaştırabilirse k melez ırklarla daha az keçi besleyip daha çok süt alabileceğiz. Diyelim ki melezleme yaptık. O zaman ne olacak? Süt verimi artacak. Süt verimini yüksek tutabilmek için, keçilerin çok iyi beslenmesi gerekir. Öyleyse, besleme konusunda daha çok şeyler bilmemiz gerekecek. SÜT KEÇİLERİNİN BESLENMESİ Keçiler, selülozca zengin olan kaba yemlerden çok iyi yararlanırlar. Keçiler, yemden yeme geçerken çabuk uyum gösteremezler. Bir yem verilirken, o yem bırakılıp başka bir yeme geçilecekse, acele etmemeli yavaş yavaş, alıştırarak verilmelidir. Hızlı değişikliklerde sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkmaktadır. Bir keçi ne kadar yem yer? Bunun kesin bir cevabı yoktur. Verilen yemin içindeki besin maddeleri; hayvanın yaşına, cinsiyetine, gebeliğe, süt verimine, yemleme tekniğine ve çevrenin sıcaklığına göre değişir. Diyebiliriz ki; yemin bazı özelliklerine ve yemin çeşidine göre 2 ila 8 kilo arasında günlük yem yer. Gebeliğin son aylarında yem ihtiyacı artar. Süt verimi döneminde yem ihtiyacı artar. Süt verimi arttıkça yem ihtiyacı da artar. Protein Çok İse, Yem Az Bazı yemler protein bakımından zengindir. Bu gibi yemler, keçi beslenmesinde önemli yer tutar. Çünkü, keçiden elde edilen ET-SÜT-TİFTİK gibi ürünleri, protein yapılıdır. Bu ürünlerin yapılabilmesi için, verilen yeminde protein bakımından zengin olması gerekir. Proteini fazla yemler, daha az tüketilen yemlerdir. Bir yemin protein miktarı ne kadar yüksek ise, o kadar az tüketilir. Protein deyince aklımıza ayçiçeği, pamuk tohumu, kolza ve soya küspeleri gelir. Kaliteli kuru yonca ve iyi kalite kuru otlarda da bol protein vardır. Yeterli protein alamayan keçiler; iştahsız olur, zayıflar, süt verimi , tiftik verimi ve yavru verimi az olur. Keçilerin de Enerji İhtiyacı Var Her canlının enerjiye ihtiyacı vardır. Keçilerinde enerjiye ihtiyacı var. Yaşaması, gelişmesi ve verimlerinin iyi olması için enerji gerekir. Nereden alacak bu enerjiyi ? Yemlerden... Bilindiği gibi, keçiler çok hareketlidir. Onun için, keçilere, koyunlardan daha fazla enerji gereklidir. Yani, keçiye ihtiyacı olan yemi vermek lazımdır. Keçi, harcadığı enerjiyi karşılayamazsa ne olur? Büyümesi yavaşlar, et ve süt verimi düşer, süt verme süresi kısalır. Ayrıca hastalıklara karşı direnci azalır.
Mineraller Ve Vitaminleryi bir besleme yapılırken, mineraller ihmal edilmez. Keçiler yemle birlikte tuz, kalsiyum, fosfor, kükürt alırsa iştahlı olur. Zayıflamaz, süt verimi artar. Tuz çok önemli bir mineraldir. Tuz yemeyen hayvanların gözleri donuk olur. Kalsiyum ihtiyacı için, otlar ve baklagiller iyi yemlerdir. Fosfor ise, küspelerde ve tane yemlerde bulunur. Hayvanlara verilecek yemlerde kalsiyum ve fosforun dengeli olması gerekir. Vücutta kalsiyum – fosfor dengesi bozulursa idrar taşları meydana gelir. Vitaminlerden A vitamini kuru otlarda bolca bulunur. Bu vitamin yetersiz olursa gece körlüğü, yavru veriminde azalma ortaya çıkar. Tekelerin aşım kabiliyeti azalır. D vitamini ise hayvanların kuvvetli olmasını sağlar. Güneşte kurutulan otları yiyen ve açık havada gezen keçiler D vitaminini kolayca almış olurlar. Yemlerinde yeterince bu vitaminden bulunmayan, dışarı çıkarılmayan ve güneş ışınlarından yararlanmayan hayvanlarda gelişme bozuklukları, kemik hastalıkları, verim düşüklüğü görülür. O nedenle karma yemlere vitamin, mineral karışımları ilave edilmeli veya hayvanların önüne yalama taşı konulmalıdır. İyi bir çayır otu veya mera varsa keçilere beslenme bakımından yeterli olur. Kesif yemde vermek lazım ama, kesif yem pahalıdır. Pahalı yemi, süt verme devresinde yedirmelidir. Onun dışında kuru otlarla, diğer kaba yemlerle beslenen keçiler besin ihtiyacını karşılayabilirler. Kuru yonca otu : Günde 1 kg Mısır silajı : Günde 1 kg Tane yem karışımı : Günde 0.5 - 1 kg verebiliriz. Mısır silajı bulunmuyorsa yonca miktarı artırılabilir. Kuru yonca otu : Günde 1.5 kg Tane yem karışımı : Günde 0.5 - 1 kg KEÇİLERİN BESLENMESİNDE ÖNEMLİ KURALLAR
• Yemlerini ve kuru otu azar azar fakat sık sık vermeliyiz. • Yemliklerde kalan iri bitki saplarını dışarı atmalıyız. • Yem verme süresini uzun tutmalıyız.KURUYA ÇIKARMA Doğumuna 6 hafta kala keçilerde sağım yapılmaz. Çünkü dişi hayvanların kuruya çıkarılması gerekmektedir. Kuruya çıkarmada; • Sağım sayısı günde bire indirilir. • İki günde bir sağım yapılır. • Günlük verilen kesif yem miktarı azaltılır. • Böylece 5–8 gün içinde süt verimi azalır ve dişi hayvan kuruya çıkmış olur.
Kuruya çıkarmanın faydaları;
• Gebeliğin sonuna doğru ana yavrusunu daha iyi besler. • Ana doğuma iyi hazırlanır, sağlıklı ve güçlü oğlaklar doğurur. • Doğum stresini kolaylıkla atlatır. • Doğum sonrasındaki süt sağımı süresince daha fazla süt verir.
OĞLAKLARIN BESLENMESİ
Yeni doğan oğlak için en iyi besin ağız sütüdür. Ağız sütünde en yararlı besin maddeleri vardır. Ağız sütü emen oğlaklar hastalıklara dayanıklı olur. Ağız sütü emen oğlaklar sağlam yapılı olur. Onun için, doğumdan sonra 3-4 gün mutlaka ağız sütü emmelidir. Ondan sonra süt zaten normale döner. Oğlaklar kaç ay emebilir?
Oğlaklar, 2.5-3 ay anasını emmelidir. Doğumdan iki hafta sonra alıştırarak kaliteli kuru ot ve kesif yem verilmeye başlanır. İyi kaliteli kuru ot ve kesif yem de verilince, oğlağın emdiği süt azalır. Bu yolla, bir oğlağın emeceği sütün toplamı 60 kiloya kadar inebilmektedir. Oğlaklar sütten kesildikten sonra, günde 500 gram kesif yem verilmelidir. Oğlak büyüdükçe kesif yem daha az proteinli olabilir. Protein miktarı gitgide azaltılır.