Yitiren hep çiftçi!

Bitkisel Üretim Tahminlerine göre tahıl ürünleri üretim miktarlarının 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5,4 oranında azalarak yaklaşık 39,9 milyon ton olacağı tahmin edildi. Buğday, arpa ve mısır üretiminde sırasıyla yüzde 4,5, yüzde 8,7 ve yüzde 5,6’luk daralma bekleniyor.

Parfümeri, eczacılık ve benzeri alanlarda kullanılan bitkiler ve yem bitkileri tohumlarında yüzde 9,9’luk bir düşüş tahmin ediliyor.

Türkiye, yem hammaddeleri bakımından dışa bağımlı durumdayken yem bitkisi üretiminde beklenen düşüşün hayvansal üretime yansıması bekleniyor. Hayvansal üretimin ana hammaddesi olan yemdeki arz yetersizliği ithalat miktarını da artıyor.

Tahıl üretiminde beklenen üretim kaybını değerlendiren Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, bu yıl buğdayda ekim alanlarının arttığını ancak rekolte kayıplarının çok ciddi oranda olacağını belirterek şunları söyledi:

“Bu yıl buğday üretimine yönelme oldu. Bu nedenle bazı bölgelerde rekor üretim bekleniyordu ama nisan ayında ülke genelinde ciddi bir kuraklık oldu. Son 64 yılın en düşük yağmurları oldu. Özellikle buğday üretiminin yapıldığı İç Anadolu bölgesinde ciddi kayıp öngörülüyor. TMO kıraç bölgede yüzde 10- yüzde 20 azalma bekleniyor. Temel nedeni kuraklık. Üretim arttı ama verimlilik düştü. Aşırı doğa olayları da üretimi olumsuz etkiledi. En çok ithalat yapılan Rusya’da da don ve kuraklık olayları nedeniyle üretim azalacak. Şu an Rus buğdayının fiyatı 240 dolar civarında. O nedenle buğdayda çiftçinin para kazanacağı bir fiyatın açıklanması gerekiyor. Aksi takdirde kendi çiftçimize Rusya’ya verdiğimizden daha az para vermiş olacağız.”  Yem konusunda dışa bağımlılığın özellikle soya ve mısırda olduğunu belirten Tarım Yazarı Yıldırım, “Soya ihtiyacının yüzde 5’i bile üretilemiyor. İhtiyacın yüzde 95’i ithalatla karşılanıyor. İkincisi ise mısır. Üretim artmasına rağmen her yıl bir buçuk iki milyon ton ithal ediyoruz. Üretici ancak kendi ihtiyacı kadarını üretiyor. Yem bitkileri ile ilgili yerel kaynağa yönelmek gerekiyor. Kamunun devreye girip yem bitkileri tohumlarının üretimini desteklemesi gerekiyor bu konuda destekler çok yetersiz” diye konuştu. Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, ekmek ve buğday mamullerinde fiyat artışlarının devam edeceğini işaret etti: “Buğday üretiminin yüzde 4,5 oranında azalması, ithalatın devam etmesi anlamını taşıyacaktır. Buğdayda yeter üretim yapılamaması ithalat fiyatlarına ve kura bağlı piyasa fiyatlarında artışın devam edeceğini göstermektedir. Ekmek ve buğday mamullerinde artış devam edecektir. Buğday taban alım fiyatının 15 TL’nin altında açıklanması durumunda buğday çiftçisi buğday tarımından vazgeçmeye devam edecektir. Destekleme tutarları üreticiyi teşvik edecek düzeyde değildir. İklim değişikliği ve kuraklık verilerine göre havza bazlı üretim planlaması yapılmadığı sürece buğdayda dışa bağımlılık artarak devam edecektir.” 2000 yılında arpa üretilen arazi miktarının 3,6 milyon hektar olduğunun altını çizen Kapıkıran "2023 yılında 3,2 milyon hektara gerilemiş yaklaşık 400 bin hektar azalmıştır. Yeterlilik oranı aynı yıllarda yüzde 111’den yüzde 90’a gerilemiştir. Erişilebilir fiyatlarla hayvansal gıda üretiminde en önemli yem kaynağı olan arpanın 2024 yılı tahmini üretim miktarının en fazla azalacak ürün olması hayvancılık maliyetlerinin ve hayvansal ürün fiyatlarının artışı anlamını taşımaktadır. Hayvancılık yapan çiftçilerin en büyük gideri yem gideridir. Meraların korunup, kalitelerinin artırılıp hayvancılıkta ucuz yem kaynağı olarak kullanımı sağlanamadıkça dışardan yem alımı ile hayvancılık yapılmaya devam edecektir" dedi. DIŞA BAĞIMLILIK BİTMEZ  Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEMBİR) Başkanı M. Ülkü Karakuş, Feed Planet’e yaptığı değerlendirmede “Bitkisel üretimin hayvansal üretimin hızına yetişemediğine” dikkat çekerek, son 20 yılda yaklaşık yüzde 400 artış kaydeden karma yem üretiminde hammaddelerin önemli bir kısmının ithalatla karşılandığını hatırlatıyor. 2023 yılında üretilen 27,9 milyon tonluk karma yemin yaklaşık yüzde 45’inin ithal edildiği bilgisini verdi.
Benzer Videolar