Çukurova’da narenciye ağaçları kesilmişti, Malatya’da da kayısı ağaçları kesiliyor
Malatya- Tarım üreticisi yurdun ker yerinde aynı sorunları yaşıyor. Ürünü yetiştirene dek fiyatları el yakan girdilerden şikayeti eksik olmayan üretici, hasatla birlikte ürünü satamayınca sorun daha da büyüyor. Geçtiğimiz yıl Çukurova'da limonun pazar fiyatının düşük olması bazı üreticileri limon ağaçlarını kesmeye dek yöneltmişti. Şimdi de kayısı üreticisi aynı kaygıyla ağaçlarını kesiyor.
Konuya ilişkin Evrensel'den Kıvılcım Eftelya ile Hasan Hüseyin Bozkuş'un haberi şöyle:
Malatya'da kayısı üreticileri, kayısının taban fiyatının belirlenmemesi ve düşük fiyatlarla satılmasına yönelik tepkilerini sürdürmeye devam ediyor. Ancak, üreticilerin bu tepkilerini dile getirmelerine rağmen fiyatların ne zaman belirleneceği konusunda hâlâ bir açıklama yapılmış değil. Kayısı üreticilerinin sorunlarını konuşmak üzere Akçadağ ilçesine bağlı Altunlu Mahallesi'ne (yerel adıyla Keremis) gittik. Artan üretim maliyetleri ve düşük ürün fiyatlarının yanı sıra ciddi bir sulama sorunu yaşayan üreticiler, bu zorluklar nedeniyle kayısı ağaçlarını kesmek zorunda kaldıklarını ifade ettiler.
EN AZ DÖRT KERE SULANMASI GEREKEN BAHÇE BİR KERE SULANABİLDİ
15 yaşından itibaren 50 yıldır kayısı üreticiliği yapan Kemal Korkmaz, kayısı üretimi yaparken özellikle sulama konusunda sorunlar yaşadıklarını söyledi. Korkmaz, “Eylül ayı geldi bir kere su verdiler bize. Onu da çok pahalıya veriyorlar. Şu ana kadar bir kayısı bahçesinin en az 4 kere sulanması gerek. Yani ayda bir sulanması gerek. Çift sürümünde de mazotlar pahalı. Bahçenin iyi sürülmesi gerek, bir kereyle böyle kapatılmış gibi sürülüyor. Biz onu da karşılayamıyoruz. Çiftçi, köylü zor durumda” dedi.
Üreticinin işçilerin ücretlerini karşılamak için çalıştığını söyleyen Korkmaz, “Bu sene işçi 850 TL’den geldi. Mahsul de para etmiyor. Geçen sene 220-250 TL’ye kadar giden meyvemiz bu sene 90-100 TL, en üstü satan 130 TL’ye sattı. Artık üretici zorda kalıyor” diye konuştu.
"200 TL’YE SATTIĞIMIZ MAHSULÜ, BU SENE 100 TL’YE SATAMIYORUZ"
Bir kooperatifleşmenin olmasını istediklerini dile getiren Korkmaz, üreticinin ilaç, mazot, gübre ihtiyaçlarının bu kooperatif tarafından karşılanması gerektiğini söyledi. Kayısının taban fiyatının en az 200 TL olması gerektiğini söyleyen Korkmaz “Geçen sene 200 TL’ye sattığımız mahsulü bu sene 100 TL’ye satamıyoruz. Geçen sene 20 TL işçilik binen kayısıya bu sene kilo başı 50 TL işçilik biniyor. Biz buna daha gübresini, ilacını, sulamasını, sürmesini de katmıyoruz” dedi.
Bu yıl tarımsal destek alamadığını, alan üreticilerin de çok cüzi bir miktar aldığını söyleyen Korkmaz, şöyle konuştu: “Onu da herkes de alamıyor. Geçen sene ÇKS (çiftçi kayıt sistemi) yapanlara bu yıl ödenmiyor. İki yıl sonra ödeniyor. Bu da bir sorun. Biz gidiyoruz kooperatiften gübre alıyoruz. Bize gübreyi vermemezlik etmiyor ama ödemeye gittiğimizde bizden yüzde 60-70 faiz alıyor. Kimse bunu ödeyemiyor. İnanın emekli maaşlarımız olmasa bu işi mümkün değil yapamayız, altından kalkamayız.”
Bu şekilde işin altından kalkamadıklarını dile getiren Korkmaz, “Göreceksiniz bu şekilde 2 ya da 3 yıl daha anca devam eder. Artık herkes ağaç kesmeye başladı. Adamın 200 ağacı varsa diyor ki ben baş edemiyorum, 100 ağaçla yetinmeye çalışacağım” dedi.
"SATILAN KAYISI GİDERLERİ KARŞILAMIYOR"
Bir diğer Kayısı Üreticisi Erdem Bozkuş, 30 yılı aşkın süredir üreticilik yaptığını söylüyor. Girdilerin çok pahalı olduğunu söyleyen Bozkuş, kayısısını sattığını ancak giderlerini karşılamadığını belirtti: “Mazot, gübre, ilaç, işçilik… Örneğin geçen sene işçilik 450 TL’yken bu sene 800 TL üzerinden hesaplıyorlar. Zaten 100 TL maliyeti var. Ton başı 50 TL işçilik biniyor. 50 TL de ilaçtır, gübredir, sürmesidir biniyor 100 TL. Ben sarı kayısıyı 106 TL’ye sattım. 125 TL’ye de gün kurusunu sattım. Girdiler yüksek ama kayısı fiyatları neden düşüyor onu bilemiyorum. Geçen sezon 150 TL’yle açılış yaptı bu sene 120, 110, 80 TL’ye kadar kayısı aldılar.”
Verilen tarımsal desteğin yetersiz olduğunu dile getiren Bozkuş, “Tarımsal destek ne yapar ki? Onun verdiği destek tarlayı bir sefer bile sürmeye yetmiyor. 8 bin TL gibi bir miktar destek aldım. Onu da para olarak değil de yakıt ya da gübre olarak alıyorsun. O desteği de belirli yerlerden alabiliyorsun, örneğin tarım krediden” dedi.
"TABAN FİYATI KONULSUN, DEĞERİNDEN ALINSIN"
Kayısı üreticilerinin düzenlediği eylemlere katılan Bozkuş, “Bu eylemler devam ederse iyi olur. Kayısıya bir taban fiyatı konulsun ve değerinden alınsın. Biz fazla bir şey istemiyoruz ki. 100 TL’ye mal et, 100 TL’ye sat, o zaman biz ne yiyip ne içeceğiz, seneye nasıl mal üreteceğiz?” diye sordu.
"1000 TL TARIMSAL DESTEK VERDİLER, TRAKTÖRÜN DEPOSU BİLE DOLMUYOR"
Hakan Yuka da sulama konusunda ciddi sorunlar yaşadıklarını dile getirdi: “2017'den bu yana bu işi gerçekleştiriyorum. Biz Akçadağ'da suyu Sürgü Barajından sağlıyoruz. Zaman zaman özellikle deprem sonrasında çalışmalar büyük bir sıkıntı yarattı, bazı yerlerde kırılmalar meydana geldi. O yüzden suyun gelmesinde gecikmeler oluyor.”
Kayısılarının bir kısmını düşük fiyattan satmak durumunda kalan Yuka, tarımsal desteklerin de yetersiz olduğuna değindi: “15-16 kasa kayısım gün kurusu olarak vardı. Onları 130 TL’den verdim. Sarı kayısım da var 1 ton civarında. Onu da satmadım, henüz fiyat bekliyorum. Öngörülerime göre, 1 ton kayısı herhangi bir ihtiyacımı giderecek durumda değil. Tarımsal destek aldım ama miktarı çok komik. 1000 TL civarında bir destek verdiler. Traktörün deposu bile dolmuyor.”
Yuka, “Üreticiler olarak girdi maliyetlerinin azaltılmasını, kayısıda taban fiyatının belirlenmesini ve kayısı fiyatlarının artışını istiyoruz. Her üretici gibi kayısı üreticisi de emeğinin karşılığını almalı” şeklinde konuştu.