Tarımın Sesi– CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) dışalımla gelecek tarım ürünlerinde gümrük vergisi muafiyeti getirilmesi kararını değerlendirdi.
CHP’li Gürer, BAE’den dışalımla gelecek tarımsal ürünlere muafiyete ilişkin şunları söyledi:
“Dış ülkelerle ticari ilişkiler, karşılıklı alışverişe dayalı bir anlayışla sürdürülüyor. Diplomatik ilişkiler, ticari ilişkilerle iç içe geçti. Alanı, üretimi ve üreticisi bizden az olan ülkelerden farklı gıda ürünü alır duruma getiren bir yönetim anlayışı ile ülkemiz idare ediliyor. Ülkeler arası ilişkiler sorunlu olsa da ticarette sorun yok. Dış güçler diye seçimler öncesi neredeyse savaşacağız görüntüsü yaratılan ülkelerle dahi ticari ve ekonomik ilişkilerimiz artıyor. Önceki Dışişleri Bakanına bu durumu sorduğumda siyasi ilişkiler farklı, ticari ilişkiler farklı ifadesini kullanmıştı. Bu bağlamda, tek adam rejimi ile dış ticaret önemli ölçüde dış siyasetten ayrı tutulup önemli bir rant alanı yaratıldı. Birleşik Arap Emirlikleri ile 15 Temmuz darbe kalkışması sürecinde darbe planlayıcısı olacak kadar suçlamalarda bulunan AKP’li Başkanlar da oldu. Son dönemde ise yeniden ilişkiler geliştirildi. İthal kapısı açıldı.
Cumhurbaşkanı yayınladığı ithalat listesinde ilk göze çarpanlar; tavuk yumurtasında 150 tona, dondurulmuş sebze 200 tona, kurutulmuş sebze 100 tona, kuru baklagil 500 tona ve çeşitlik bitkisel yağlardan ise 40.000 tona kadar gümrük vergisi alınmayacağı açıklandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla yayınlanan kararla, BAE’den ithal edilecek tarım ürünlerinde gümrük vergisi muafiyeti getirildi. Bu karar, yerli üreticiye değil ithalatçı, rantçı anlayış ile yabancı çiftçilere yarayacak. İthalatın önü açılınca yerli üretimde de sorun artıyor. Bu durum, çiftçilerimizin üretimden çekilmesine neden olabilir.
AKP zihniyeti kamu varlıklarını satmak, konut ve arazi alan yabancıya T.C. vatandaşı yapmak, tarımda dışa bağımlılığı artırmak ve ülke madenleri tüketmek anlayışına sahip. Hesap kitap ülkeyi yerli ve milli bir kalkınmayla buluşturmak değil, kurdukları düzenden sağladıkları faydanın yok olmaması için mücadele etmek anlayışına sahiptir. Ülkemizin kendi kendine yeter bir ülke olması için yerli üretimi desteklemek yerine ülkeler arası ticaret peşindedir. Bu süreçte ihracatı artırdık derken ithalatı sürekli saklayan bir anlayışla kamuoyu oluşturma peşindeler. İhracat rekorları sürekli anlatırken, artan dış ticaret açığından söz etmiyorlar. İktidarın, ithalatı teşvik eden kararları yerli üreticiyi sürekli mağdur etmektedir.
BAE’den gelecek tavuktan yumurtaya, sebzeden baklagillere, yağlardan sütlere kadar birçok üründe gümrük vergisi muafiyeti getiriliyor. Bu durum, yerli üreticilerimizin rekabet gücünü azaltacak ve üretimlerini olumsuz etkileyecektir. İktidar, yerli üreticiyi korumak yerine, ithalatı teşvik eden kararlar alması yabancı çiftçi ve üreticiye destek olmaktır. Üretim yapmayan bir ülkenin sürekli ithalata yönelmesi sürdürülemez bir durumdur. Bu durum hem vergi kaybına neden olurken hem de yerli üreticiyi bitirir.
İthalatın yerli üretimi olumsuz etkilememesi için gümrük vergilerinin artırılması, yerli üreticilere destek verilmesi gibi tedbirler alınmalıdır. Aksi takdirde, yerli üreticiler daha büyük zararlar görecek ve ülke ekonomisi olumsuz etkilenecektir. Ülkeler arası ticareti geliştirmek yerli çiftçi ve üreticiyi yok sayarak yapılması ülkeye de büyük zarar verecektir.”
YAZARLAR
7 gün önceYAZARLAR
12 Aralık 2024YAZARLAR
12 Aralık 2024ETKİNLİK
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024