Bloomberg HT’de canlı olarak yayınlanan “Tarım Analiz” programına katılan Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Ahmet Güldal, TMO’nun 2024 yılı çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hububatta maliyet unsurları, piyasa gelişmeleri, iç ve dış piyasada oluşan fiyatlar, tüketici çıkarları, tüketicinin gıdaya erişebilmesi noktasındaki beklentiler dikkate alınarak topyekûn bir hazırlık döneminden sonra ürünlerde fiyatlandırma yapıldığını belirten Güldal, değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Açıklanan fiyatlar referans fiyat olup, hem maliyetin üzerinde gerçekleşti hem de üreticileri mağdur etmeyecek seviyede belirlendi. Ayrıca Bakanlığımızca bir fark ödemesi primi de ödeniyor. Bu sene buğdayda 1000 liradan 1750 liraya, arpada ise 500 liradan 750 liraya çıkarılmıştı. Genellikle yapılan eleştiriler, hiç o ödemeler anlatılmadan sadece TMO’nun ödemiş olduğu fiyatlar üzerinden değerlendirilerek yapılıyor. Bu da çok anlamlı olmuyor. Bunun yanı sıra Bakanlığımızın vermiş olduğu ton başına 590 lira gibi bir mazot, gübre ve diğer destekler toplamı var. Dolayısıyla 2. grup buğdayda üreticin eline ton başına 11.590 lira geçmiş oluyor. Arpada da ona göre mukayese edebilirsiniz.
Biz bu yöndeki iddiaların doğru olmadığını birçok kez açıkladık. Şunu ifade etmekte yarar var. Biz 2023 Mart ayına kadar ülkemizin bir kuraklık riski içerisinde olduğunu görüp tedbir anlamında hazırlık yapmak amacıyla ithalat programını sürdürdük. Ancak 2023 yılı mart, nisan, mayıs yağışları geldikten sonra rekoltenin dengeye gelmesi, üretimin artması, hatta tarihi bir üretim dönemi olması dolayısıyla marttan sonra TMO olarak herhangi bir dış tedarik bağlantısı yapmadık. 13.1 milyon tonluk ürün TMO tarafından yerli üreticiden alınmıştır. Toplama baktığımızda depolarımızda yüzde 8 oranında ihtiyat stoğu olarak değerlendireceğimiz ithal ürün var. Dolayısıyla TMO depolarının ithal buğdayla dolu olduğu yönündeki söylemler kesinlikle doğru değil.
Bu depolama yöntemi TMO’nun bazı kriterleri dikkate alarak uyguladığı sağlıklı ve teknik bir yöntemdir. Bu açık yığın sahalarından bugüne kadar tasfiye ettiğimiz ürünlerde fire oranı binde 5 mesabesindedir. Bu oran, standartların altında bir orandır. Bu da ancak rutubet kaybıyla mümkün olabilmektedir. Yani kamuoyunda dile getirilen “toprağın altına gömdüler, işte buğday mezarları oluşturdular.
Tabi bizim hasat dönemlerindeki önceliğimiz üreticilerimiz. Bu yıl da alım fiyatları açıklandığı gün itibariyle bazı iç ve dış ticaret tedbirleri, Ticaret Bakanlığımızın da onayıyla Bakanlığımız tarafından açıklanmıştı. Bu karar, hasat dönemi süresince Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yapılan ithalatın durdurulması yönündeydi. Kararlardan bir diğeri de, kati ihracat dediğimiz yerli hububat ürünlerinin hammadde olarak yurt dışına ihracatına yönelikti. Buna izin verilmesi Toprak Mahsulleri Ofisinin gözetimindeydi. Biliyorsunuz bir yıl evvel makarnalık buğday ihracatı da yapmıştık. Bu süreçler içerisinde bu tedbirler de alınmış oldu. Tabi 15 Ekim tarihine kadar ithalatın durdurulması tedbiri, tarihi yaklaşınca değerlendirilecektir. Burada ilgili sektörlerin temel beklentisinin, yurt dışı fiyatlarının çok rekabetçi, çok uygun olmasından dolayı bir an evvel açılması yönünde olduğunu biliyoruz. Ama şunu da kabul etmek lazım; ülkemizde gerek TMO’nun elinde gerekse piyasada olmak üzere ciddi bir buğday stokuyla tüketim sezonuna girmiş oluyoruz. Bunlar da dikkate alınarak ekonomi yönetimimizin uygun göreceği bir prosedürle ithalat yasağının hangi şekilde devam edeceği veya Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından bir uygulama yapılıp yapılmayacağı o tarihten önce belirlenecektir. Bununla ilgili süreç devam ediyor. Burada temel olan şu; buğday ve arpada üretici beklentisi dönemini bitirdik. Bundan sonraki tutumumuz, tüketim döneminde ülkemizin ihracatının aksamaması ve negatif bir durumun yaşanmaması yönünde olacaktır.
Yaklaşık 40 milyar liralık bir ödemeyi üreticilerin hesabına aktarmış durumdayız. 45 gün içerisinde yapacağımızı belirttiğimiz ödemeleri 21 ilâ 32 gün arasında gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla şu ana kadar TMO’ya ürün teslim etmiş ve bundan sonra ürün verecek olan üreticilerimizin 45 günlük ödemeyle ilgili bir manipülasyona itibar etmemelerini öneriyoruz.
Şu anda İç Anadolu Bölgesinde hasat daha yeni başladı. Piyasayı yakından takip ediyoruz. Burada üretici lehine bir fiyatlama söz konusu olduğu için bizim şu anda herhangi bir müdahale alım fiyatı açıklamamıza ihtiyaç duyulmuyor. Ama bunun bir de tüketim boyutu var tabi biliyorsunuz. Belli bir süre mısırdaki fiyat gelişmelerini takip edeceğiz. Mısırla ilgili şu anda herhangi bir fiyat hazırlığımız söz konusu değil. Üretici yönünden de böyle bir beklenti olmadığını değerlendiriyoruz.
Elbette belli bir stoğumuz var ama şu anda hasat döneminin en canlı zamanındayız. Bu sürecin bir süre daha takip edilmesinde yarar var. Tüketici noktasında temel gıda maddelerini etkileyecek boyutta bir artış olduğu zaman mutlaka bazı iç ve dış tedbirler alınabilir. Ama hasadın canlı ve sıcak olduğu bir dönemde bu yönde alınacak kararın çok doğru düşmeyeceğini değerlendiriyoruz. Mısır fiyatları şu anda üretici lehine gidiyor. Sektörün burada endişe etmemesi lazım. Ülkemizdeki mısır üretimi yine 8-8,5 milyon ton arasında gerçekleşecektir. İhtiyaç duyulması halinde de diğer tedbirler elbette alınacaktır..
Çeltikteki maliyetlerde üretici ve üretici temsilcileriyle büyük bir farklılığımız var. O da icar noktasında. Şimdi 8-10 bin liralık 1 dönüm tarla kirasının maliyete yansımasını hiçbir şekilde kabul edemeyiz. Bunun bir mantığının da olmadığını değerlendiriyoruz. Temel gıda maddesi olan pirincin, çeltiğin üretiminde hiçbir şekilde üretime katkısı olmayan kiranın maliyete yansımasını doğru bulmuyoruz. Bizim yaptığımız maliyet hesaplarında elbette tarla kirası da dikkate alınıyor. TMO’nun diğer ürünlerde olduğu gibi çeltik fiyatlarında da makul kira, yani icar bedelleriyle beraber teknik kabuller de dikkate alınarak açıklamış olduğu fiyatlar son derece uygundur. Biz çeltik fiyatını açıkladıktan sonra şu anda sistemimizde çeltik satmak isteyen 20 bin tona yakın randevu oluştu. Piyasada çeltik fiyatlarının bizim açıkladığımız fiyatın üzerinde gitmesi, bizi ve Bakanlığımızı memnun eder. Bu noktada hiçbir sıkıntımız yok. Ama o çıtanın altına düşmesi halinde TMO, bölgelerdeki bütün çeltiği alabilecektir. Özellikle Trakya bölgesindeki icar bedelleri, maliyetleri ciddi manada etkilemekte, ama biz bunun doğru olmadığını biliyoruz.
Değişmeyecek. Çünkü burada kokarca ile ilgili mücadele programının aksamasını hiçbir şekilde istemiyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisi, çürük oranını zaten %5’ten %7’ye çıkartmıştı. Kurumumuz, aldığı fındığı uzun süre muhafaza etmektedir. Kokarca zararına uğramış fındığı ise çok muhafaza etme imkânı bulunmuyor. Dolayısıyla fındıkta kendi kriterlerimizle alımlarımız devam ediyor.”
YAZARLAR
16 gün önceYAZARLAR
21 Aralık 2024YAZARLAR
21 Aralık 2024ETKİNLİK
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024