İnsanların ekonomik düzeylerini ‘homojen’ duyarlılığında yükseltme girişimleri olmadıkça; ‘hep’ birilerinin hem çene ağrısı, hem de ‘kıskançlık’ duygusunun ‘kine’ dönüşmesine neden olacaktır! …
Nasıl olmasın ki?
Üretim kaynaklarını; suyu, toprağı, ormanı verime dönüştüren katmanın oldum-olası iki yakası bir araya gelmez!
Aslında ‘gelmezden’ daha çok da, ‘getirilmez’!
Sezonluk toprağa bıraktıkları ‘tohumun’, birçok doğal sorunlarla karşı karşıya kalarak hasada ulaştırmalarıyla rahatlamaları beklenen çiftçimiz, ne yazık ki hasadın ardından da birçok sorun yaşamakta…
Belirlenmeyen fiyat,
Geciken destek,
Ürünün konumu,
Ödenmesi gereken borçlar,
Hasat ürününün dışalımı…
Üretici için ‘yaşam kaygısı’ bitecek gibi değil!
***
Karşılaştırma yapmayı ‘pek’ sevmiyorum aslında…
Üreticiye ‘biz’ nasıl bakıyor, ‘dışımızdaki’ ülkeler nasıl bakıyor gibi yaklaşımları ‘pek’ de ‘hoş’ bulmuyorum doğrusu…
Bizdeki üretici,
Bizdeki tüketici,
Bizdeki toprak,
Bizdeki su, orman gözümün önüne geldiğinde de ‘bir şeylerin’ başka da yapılabilirliğini göstermek için ‘o’ karşılaştırmayı yapmak zorunlu duruma geliyor…
Ülkende bunca toprağın, ormanın, suyun, doğal özelliğin olsun da; üreticinin sorunlardan söz et; edilmemeli mi?
Avuç içi kadar toprağını-diğer alanlarını değerlendirerek, koca ülkelerinin ‘en’ önemli ekonomik kazanımına katkı sağlayan üreticileri düşündükçe…
***
Açıklamasında, Rusya Tarım Bakanı Alexander Tkachev’in ülkemizden domates alımı için kullandığı tümceleri duyduğumda, ‘böylesi de oluyormuş’ demekten kendimi alamadım.
Diyor ki:
Zamanında yerli ş adamlarımıza pazarımızdaki domates, salatalık ile çeşitli sebzelerin üretiminin artacağı yönünde sinyaller verdik. Bunun için devlet kaynaklar harcadı. Yerli işadamları kredi riski aldı. Bundan geri dönmek kendi üreticimiz için doğru olmaz. Türkiye’den domates almaya hazır değiliz, bunu yapmayacağız…
Böyle tümceleri biz duyduk mu? Sözüm ona yalnız üretici-çiftçi değil, tüccarın, esnafın kredi ‘riskini’ bir bakan kolaylaştırma-destekleme uğrunda çaba harcadı mı?
Anımsayan varsa belirtsin!
***
Her yıl yapılan ‘borç yapılandırmasını’ anımsayalım…
Borcu yapılanan kim? Esnaf, tüccar, çiftçi…
SSK, BAĞ-KUR; vergi borçları olanlar…
Üretici ürününü ‘masrafın’ üzerinde bir fiyatla satmalı ki; bir yandan esnaftan, tüccardan gereksinmesini sağlasın, gelecek yıl için de planlar yapsın!
Ürünün yetişme dönemlerinde fiyatı artan ilaç-gübre, hasatla birlikte ürün üzerine oynanan dışalım oyunları piyasada nasıl bir kurguya neden olduğunu hep birlikte yaşıyoruz!
Piyasadaki esnafın, tüccarın ödemelerini yapabilmek için nasıl karabasanlar içerisinde olduklarını da biliyoruz!
‘Borçların yapılandırılması’ demiştik…
Büyük umutlarla, ödeme hevesiyle yapılandırılan borçlar; bir-iki taksitten sonra çakılıyor!
Borç yapılandırmasında yaşanan yığılmalar, ne yazık ki yaşananlardan dolayı ödemelerde süreklilik sağlayamıyor!
Üreten doyumsuz olunca,
Üreten gereksinmelerine yanıt bulamayınca,
Üreten destek görmeyince-korunmayınca-kollanmayınca…
Umut yeni ‘borç’ yapılandırmalarına…
***
Ülkemizde en rahat, en sorunsuz, en yaşamsal alan toprağa-tarıma-hayvancılığa dayalı olmasına karşın; yapağılaşmış keçi-koyun derisi gibi?
Üretim yapılacak kaynaklar var.
Kaynaklar için en uygun koşullar da var.
Salt üretenin ‘üretme bilincine’ duyarlı olmak yetecek oysa.
Üreticinin ‘üretme bilincine’ gösterilecek duyarlılık salt üreticileri değil, bu ülkede yaşayan tüm yurttaşların ekonomisinin ‘homojen’ yükselmenin olmasını sağlayacaktır.
Ayrıca, ‘Adana Avrasya’nın ilk on kenti arasına girmek’ istiyormuş ya; bu havaalanıyla, montaj sanayi ile olacak şey değil! Bunun yolu bölgede tarıma verilecek önemle olasıdır! Başka da yolu yok!
150617
YAZARLAR
7 gün önceYAZARLAR
12 Aralık 2024YAZARLAR
12 Aralık 2024ETKİNLİK
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024