Tarımın sesi– Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yaptığı açıklamada, et ve süt üretiminde yaşanan sorunlar ile hayvancılık sektörünün geldiği son durum hakkında değerlendirmelerde bulundu.
2022 yılında 2 milyon 192 bin 652 ton olan kırmızı et üretim miktarının, 2023 yılı için 1 milyon 945 bin ton olarak planlanmasına karşın 1 milyon 827 bin ton olarak gerçekleşeceğini belirten Gürer, şunları söyledi:
“2024 yılı için hedef 1 milyon 727 bin ton, 2025 yılı içinde tahmin 1 milyon 764 bin ve 2026 yılı içinde tahmin edilen üretim miktarının 1 milyon 788 bin ton olarak belirlendi. Bu veriler ışığında gelecek yıllarda et konusunda artan nüfusa orantılı olarak sorunun derinleşeceği öngörülüyor .
Hayvan varlığı azaldı. Bugün bir hayvan büyütüldüğünde doğum yapma sürecine ermesi 2-3 yılı alıyor. O kesilen hayvanlarla önemli ölçüde hayvan varlığımızı yitirdik. Et tüketiminde dünya ortalaması ve Avrupa ortalamasının altında olmamıza rağmen bu sorunlar ortaya çıktı. Bu yılın ilk 8 ayında 599 milyon Dolar tutarında et ve ürünü ithal ettik. Et ve et ürünlerindeki hayvan ithalatına ödenen para ise yüzde 635 oranında arttı. İthalat artıyor, bu nedenle Türkiye’nin dövizi yurtdışına gidiyor. Ahırlarımız boşalıyor. Kırsal işletmelerde hayvancılık yapanların sayısı azalıyor. Yem ithalatının önü kesilmiyor. Yem fiyatlarındaki artış hayvancılık yapanların canını okuyor. Hayvan refahının sağlanmaması, ahır giderlerinin artması, elektrik, mazot, aşı, işçilik, veteriner hekim ve çoban giderlerinin artması sorunu daha da derinleştiriyor.
İthalatçı bir anlayış, hayvancılık politikasında da geriye düşmeye neden oluyor. Bitkisel üretim de de gerileme var. 2024-2025 tahminlerine göre mevcuttaki üretim miktarı 130 milyon tonda kalıyor. Mevcuttaki üretim sabit tutulduğuna göre bu durumda nüfus artışına göre Türkiye’nin bitkisel üretiminin de sorunlu olacağı görülüyor. 24 üründe arz açığı olduğu bizzat Bakanlar tarafından soru önergemize verilen yanıtlarla belirtildi. Bu sürecin devam etmesi özellikle hububat, bakliyat, mısır, soya ve doğrudan sofraya gelen bitkisel ham yağ açığının devamını de gösteriyor. İktidarın kafasının karışık olmasının sonucu bu duruma gelindi. Son 22 yıldır tarım ve hayvancılık konusunda gerekli planlama yapılmadı. 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 12. Kalkınma Planı’nda tarım ve hayvancılığa ayrılan destekleri de yetersiz.
Raf fiyatları baskılanmadığı için vatandaş pahalıya ürün alıyor. Bugün peynir fiyatları nerede ise etle yarışıyor. Türkiye’nin en büyük para birimi 200 lira ile 1 kilogram et bile alınamıyor, peynir dahi alınamıyor. Hayvancılık ve hayvanlarla ilgili sorunların ortadan kaldırılması için mutlak surette süt inekçiliği yapanların desteklenmesi, kooperatifler aracılığıyla ürünlerin değer bulmasına katma değerli ürünler üretmesi ve üreticilerim sorunlarıyla ilgilenilmesi gerekir.
Türkiye’de siyasi iktidarın planladığı ve kamuoyuyla paylaştığı veriler et ve süt krizinin derinleşeceğini gösteriyor ki bu konuda acil önlemlere ihtiyaç var. Hayvancılığı bırakanlar kente göç ediyor. Kırsaldan büyük şehirlere göç eden üreticiyi, besiciyi yeniden kırsala döndürmek zor. Süt inekçiliğinde de sorunlar arttı. 150-200 hayvanı olanların hayvan sayısı 100’ün altına düştü.”
YAZARLAR
5 gün önceYAZARLAR
10 Aralık 2024YAZARLAR
10 Aralık 2024ETKİNLİK
10 Aralık 2024GÜNDEM
10 Aralık 2024GÜNDEM
10 Aralık 2024GÜNDEM
10 Aralık 2024