Vücudun beslenmesini sağlayan temel maddeler, sindirim sistemindeki kimyasal dönüşümler sonucunda oluşur. Sindirilen bu besin maddeleri daha sonra bağırsak duvarından kan dolaşım sistemine geçerler. Böylelikle bu besinler kan dolaşımı sayesinde ilgili organlara sevk edilmiş olurlar.
Süt bezleri de diğer vücut dokuları gibi kan yoluyla kendilerine getirilen sindirilmiş gıdalarla beslenirler. Bu nedenle kan, besinlerden gelen gıdaların toplanıp iletilmesinde çok önemli bir rol oynar. Süt de tüm bu aşamalardan sonra süt bezleri tarafından salgılanır ve sindirilmiş besinin kan dolaşımıyla taşınması sonucunda oluştuğu için besin değeri oldukça yüksektir.
İnsanlar ne hayvanın karnındaki yarı sindirilmiş besini ne de hayvanın kanını doğrudan tüketemezler. Dahası bunların herhangi birini ya da karışımlarını doğrudan tüketmeleri ciddi zehirlenmelere hatta ölüme bile yol açabilir. Ne var ki Allah, yarattığı son derece kompleks biyolojik sistemler sayesinde, bu sıvıların içinden temiz ve sağlıklı bir gıdayı insanların faydasına sunmaktadır.
Böylece insanların doğrudan tüketemeyeceği kan ve yarı sindirilmiş besinden içilir nitelikte, besleyici süt üretilmiş olur. Sütün oluşumu başlı başına büyük bir yaratılış mucizesidir. Ancak sütün oluşumu ile ilgili böylesine detay bilgilerin Kuran’da yer alması da apayrı bir mucizedir. Görüldüğü gibi Nahl Suresi’nin 66. ayetinde, sütün biyolojik oluşumu ile ilgili tarif edilenler, günümüz biliminin ortaya koyduğu bilgilerle büyük bir uyum içerisindedir. Memelilerin sindirim sistemine yönelik uzmanlık gerektiren böyle bir bilginin Kuran’ın indirildiği dönemde insanlar tarafından bilinmesinin mümkün olmayacağı ise son derece açıktır.
YAZARLAR
8 gün önceYAZARLAR
13 Aralık 2024YAZARLAR
13 Aralık 2024ETKİNLİK
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024GÜNDEM
13 Aralık 2024