ANKARA/ Tarımın Sesi– Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Meclis kürsüsüne somun ekmekle çıkıp tarımdaki derinleşen sorunları anlattı. Ülke tarımının AKP eliyle bitirildiğini, çiftçilerin borç batağına saplandığını ileri süren Barut, “Bir somun ekmek 10 lira, çiftçinin buğdayına 9 lira veriliyor. Halkımız bir ekmek alamazken, çiftçi ürettiğinden kazanamazken bu düzeni yaratanlara yazıklar olsun” dedi.
CHP Grubu’nun ‘Tarım ve çiftçinin sorunlarının araştırılıp çözülmesi’ adına sunduğu Meclis Araştırma Önergesi’nin gerekçelerini genel kurulda açıklayan Adana Milletvekili Ayhan Barut, 14 Mayıs Çiftçiler Günü ile CHP Lideri Özgür Özel başta olmak üzere eczacıların 14 Mayıs Eczacılık Günü’nü kutladı. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nün dünyanın birçok yerinde bayram havasında kutlandığını aktaran Barut, konuşmasında tarımla uğraşanların sorunlarını şöyle anlattı:
“Ancak ne yazık ki ülkemizde tarımın, çiftçinin sorunları katlanarak artıyor ve devam ediyor. Çiftçi borç batağında boğuluyor. Gıda enflasyonu tüm dünya ülkelerinde azalırken kendi ülkemizde artarak devam ediyor. Gençlerimiz ise tarımdan uzaklaşıyor. Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde doğudan batıya, güneyden kuzeye kadar tüm çiftçilerimiz âdeta kan ağlıyor. Doğuda hayvan üreticileri, batıda incir ve üzüm üreticileri, güneyde pamuk, mısır, buğday ve ayçiçeği üreticileri, kuzeyde ise fındık ve çay üreticileri şu anda perişan hâlde.
Vatandaşlara çay atanlar, şimdi vatandaşa çay fiyatı konusunda kafa atmış durumdalar. Çünkü maliyeti 21 lirayı aşan çayın açıklanan alım fiyatı son derece komik. Çay için 17 lira artı 2 lira prim şeklinde bir fiyat açıklandı, bu 2 liralık primin de ne zaman ödeneceği belli değil. Oysa maliyeti 21 lira, çiftçinin eline geçmesi gereken fiyat ise 25 lira olmalıdır. Resmi verilere göre enflasyon yüzde 69 olarak görünüyor ama çay üreticisinin gerçek enflasyonunun yüzde 125 olduğu gerçeğinin altını çizmek isterim. Taban fiyatlar açıklanırken Cumhurbaşkanı ya da kabine üyeleri, bayram havasında, düğün havasında açıklarlardı. Çayla ilgili bu fiyatı kendileri de beğenmemiş olacaklar ki, sadece Bakanlığın internet sayfasından yayınlayarak çay üreticisini kale almadıklarını gösterdiler. Türkiye’deki çay üreticisinin emeğine ve ekmeğine kan doğramayın. Açıkladığınız bu fiyatla çay üreticisi 1 kilo çay satarak 2 tane ekmek bile alamaz durumda, derhâl 17 liralık alım fiyatını revize ederek 25 lira fiyat açıklamanız, bu yanlıştan dönmeniz gerekmektedir.
Binbir emekle, büyük zahmetlerle elde edilen bu buğdayın fiyatı henüz daha açıklanmadı. Zirai ilaçtan tohuma, gübreye her şey yüzde 100’ün üzerinde zamlanırken geçen yıl Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından açıklanan buğdayın fiyatı 8.25 liraydı. Şu ana kadar hasat bitmek üzere, buğdayla ilgili bir fiyat yok; ofisin de herhangi bir alım fiyatı daha belirlenmedi. Çiftçimiz âdeta şu anda tüccara mahkûm ediliyor. Yine buradan söylüyorum, 1 kilogram buğdayın fiyatı amasız, fakatsız, lakinsiz, 15 lira olması gerekir. Maalesef serbest piyasada 1 kilogram buğday 9 liraya satılıyor. Elimde gördüğünüz bir ekmek 10 lira ama üretici buğdayını 9 liraya satıyor. Hem üreticiyi hem tüketiciyi kısaca vatandaşı AKP iktidarı kuru ekmeğe muhtaç etmiş durumda.
AKP iktidarı tarımı ve üreticilerimizi destekleyip güçlendirmek yerine maalesef ithalat sevdalısı oldu. İthalata devam ediyorlar, maalesef tarımı, çiftçiyi desteklemiyorlar. Bu yıl tarımda verilen destekleme miktarı 91.5 milyar lira. 2006 yılında çıkarılan bir Tarım Kanunu var, Tarım Kanunu’na göre destekler milli gelirin yüzde 1’inden aşağı olamaz. Bunun tutar rakamı 412 milyar lirayken iktidar şu anda 91,5 milyar destekleme vererek suç işlemeye, bile isteye devam ediyor. Bu desteklemeler hem yetersiz hem de anlamsız bir hâlde, hiçbir zaman da zamanında ödenmemiş durumda. Türkiye’de çiftçilerin bankalara, tarım kredilerine borcu 850 milyar lirayı aştı. AKP 2002’de iş başına geldiğinde 2,5 milyar liraydı. Borcu katbekat artan çiftçi şu anda çıkmaz içerisinde. Tarımı hor görenler yarını zor görür. Üretmeyen toplumlar bağımlı hâle gelir ve gıda egemenliği de tehlikeye girer.”
ETKİNLİK
5 gün önceGÜNDEM
5 gün önceGÜNDEM
16 gün önceGÜNDEM
17 gün önceGÜNDEM
17 gün önceGÜNDEM
17 gün önceEKONOMİ
18 gün önce