Tarımın Sesi– Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer’in, AKP’li Bakanların savunduğu, dünyada gelişmiş ülkeleri örnek gösterip , “Türkiye’nin Sudan’da arazi kiralayıp tarım yapma” projesi, Cumhurbaşkanlığı kararı ile sona erdi.
Cumhurbaşkanlığının konuyla ilgili Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) bağlı ortaklığı olan Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketinin tasfiyesine karar verildi.
Cumhurbaşkanlığı kararını değerlendiren CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2007 yılında Sudan ile Türkiye arasında Tarım Geliştirme Anlaşmasının imzaladığını anımsattı. “Az gittik uz gittik dere tepe düz gittik altı ay bir güz gittik, döndük bir de arkamıza baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz“ dedi .
2014 yılında TİGEM ve Sudan arasında, Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Şirketinin kurulmasına karar verildiğini anımsatan Gürer,2007 yılında Sudan ile tarımsal işbirliği anlaşmasına istinaden şirketin 2018 yılında Türk-Sudan Tarım şirketi TİGEM ile Sudan Tarım ve Orman Bakanlığınca kurulduğunu vurgularken şunları söyledi:
“O bölgede istikrar olmayınca sorunlar bitmedi. Önce Abugota bölgesinde yalnızca TİGEM’in 12 bin 500 hektar tarım arazisi ve Türk müteşebbisleri için de 780 bin hektar olmak üzere toplam 792 bin 500 hektar tarım arazisinin ayrıldığı duyuruldu. Daha sonra sosyal sorunlardan dolayı yer değişikliği yapıldığı belirtildi. Projenin Doba bölgesine kaydırıldığı ifade edildi. Bakanlar yazılı sorularımıza şirket için yer kiralandığını söylediler ancak ortaya süreçte böyle bir kiralama da olmadığı ortaya çıktı. Sudan’daki yönetim değişikliğinden sonra bu işin sürdürülememesi ile proje ortada kaldı. Bugüne kadar ne harcama yapıldı. Karşılıklı kaç kez gel git yapıldı. Toplam gider ne oldu. Açıklanmıyor ancak yıllık huzur hakkı ve diğer giderlerle en az 1 milyon liranın üzerinde yapılan ödemeler de boşa gitti.
Bakanlara sorduk. Sudan’da ne tarımı yapılacak diye yanıtlarında Sudan’dan domates, biber, patlıcan, susam, pamuk, mısır, soya gibi ürünler, sera ürünleri üretip Türkiye’ye getirileceği ifade edildi. Sudan gibi tarım sevdası içinde olduğumuz ülkelerden Türkiye’ye ancak ürünler 45 günde gelebiliyor. 20 bin dolara yakın da konteyner masrafı var. Olabilirliği zor görülen bir proje idi o nedenle bakanlar ağız değiştirip o bölgede verimli arazilerde Türk müteşebbisleri ile tarım geliştirip bölgeye satarak gelir sağlanacağı ve TIGEM üzerinden Türk müteşebbisine tarım desteği sağlanacağı anlatılır oldu. Ortada fol yok, yumurta yok ama masal çoktu. Sonunda hikaye tasfiye ile bitti.
Her Bakan tarım için farklı bir ülkeyi büyük proje diye anlattı. Sudan yanında Nijer ve Endonezya‘da tarım yapılacağı açıklandı. Öyle ki Nijer’de tarım yapılması için Dışişleri Bakanlığı TİGEM görevlendirildi yanıtına Tarım ve Orman Bakanlığı böyle bir çalışma yok yanıtını verdi. Dış ülkelerde tarım sevdası yerine ülkemizde GAP’ı bitirmek, KOP’un sorunlarını çözmek, Türk çiftçisine destek vermek varken, 21 üründe arz açığı bulunurken bunları gidermek yerine farklı arayışlarla enerji tüketildi. Sonuçta gelinen noktada Sudan’da kurulan şirket tasfiye edildi.Başka bölgelerde tarım yapmaya gitmek yerine, TİGEM önce kendi çiftliklerini kendi yönetir hale gelsin. Kendi çiftliklerini düşük bedellerle kiraya verip yurt dışında tarım için görevlendirileceğine, enerjisini ülkemiz çiftçisi için harcasın. Türkiye tarımda 21 üründe arz açığı giderip kendi kendine yeter ülke pozisyonuna getirilsin. Yoksa Türkiye’nin kaynakları yurt dışı ülkelerde tarım yapacağız diye orada burada çarçur edilmesin.
Sudan için verdiğim Meclis araştırması gündeme alınsa idi bu kadar zaman boş işlerle geçmeyecekti. Keza konuyu defalarca kez Meclis’te gündeme getirdim. Soru önergeleri ve basın açıklamaları ile bu işin olabilirliğinin mümkün görünmediğini, yapılması gerekenin Türkiye’deki tarım arazilerinin korunması, Türk çiftçisine destek sağlaması gibi projelerin hayata geçirilmesi olduğunu ifade etti. Ancak bizim haklılığımız ortaya çıktı ve kurulan şirket Cumhurbaşkanlığı kararı ile tasfiye edildiği.
2016 yılında dönemin Tarım ve Orman Bakanı Faruk Çelik, 2017 yılında Ahmet Eşref Fakıbaba, 2018, 2019 ve 2021 yıllarında Ekrem Pakdemirli ve yine 2021 yılında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na, 2022 yılında Vahit Kirişçi’ye soru önergeleri vererek, Sudan’da tarım yapmak amacıyla kurulan şirketlerin akıbetlerini sorduk. Farklı bakanlar, kendi dönemlerine ilişkin verdikleri yanıtların çelişkili olması da dikkat çekti. Zaten bu işlerde el yordamıyla yürüdüğü Bakanların verdikleri çelişkili yanıtlarla da aslında anlaşılmıştı. Sudan’dan ürün değil tasfiye geldi. Sudan masalı sona erdi.”
SAYIŞTAY RAPORU…
Tasfiye edilen şirketle ilgili olarak Sayıştay raporlarına yansıyan bazı konuları da aktaran CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Kuruluşun 2021 yılında herhangi bir üretim faaliyeti bulunmadığını, 2021 yılında; 353.665 TL yönetim kurulu ücreti, 66.300 TL yönetim kurulu ikramiyesi, 49.716 TL müşavirlik ücreti, 124.584 TL Sudan kira gideri, 2.305 TL aidat gideri, 4.668 TL noter gideri, 1.857 TL damga vergisi, 15.265 TL amortisman ve 1.395 TL sair giderinin bulunduğu belirtiliyor.
Şirket denetim dönemi itibariyle üretim faaliyetine geçmediğinden 2021 yılında sadece yönetim kurulu başkan ve üyelerine huzur hakkı ve ikramiye olarak 419.965 TL harcama yapıldığı da yine Sayıştay raporunda yer alıyor. Yıllara vurunca bir milyon TL üzerinde yalnız şirket gideri var” şeklinde konuştu.
ETKİNLİK
5 gün önceGÜNDEM
5 gün önceGÜNDEM
16 gün önceGÜNDEM
17 gün önceGÜNDEM
17 gün önceGÜNDEM
17 gün önceEKONOMİ
18 gün önce