Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tolga Yarman, ülkenin birçok bölgesinde etkili olan orman yangınlarına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Yarman, açıklamasında her yıl yaz aylarında olduğu gibi bu yıl da ormanların dört bir yanda alevlere teslim olduğunu belirtti. “Ufuk çizgisine tutunan alevler, gece gündüz cayır cayır yanıyor, içimiz büsbütün yanıyor” sözleriyle acıyı dile getirdi.
TÜMÖD, hükümetin yangınlara yönelik hazırlıklarında yetersiz kaldığını, yangın söndürme uçaklarının eksikliğiyle durumun daha da ağırlaştığını vurguladı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Her yıl yaz aylarında olduğu gibi, ne yazık ki, bu yıl da ülkemizin ormanları, dört bir yanda, yer yer tüm ufuk çizgisini, gece gündüz, alevler ve dumanlarla tutmuş olarak, cayır cayır yanmaktadır.
İktidar yangınlara hemen hep yeterli hazırlığı sağlamaksızın yakalanmaktadır. Yangın söndürme uçaklarımız maalesef eksik kalıyor. İçimiz büsbütün yanıyor. Hele Göreneğimiz’le taban tabana zıt bir çizgide olarak, ilgili bakanın, süreç için “takdir-i ilahi” yakıştırmasını yaftalaması, söylemekten üzüntü duyuyoruz ki, tedbirsizliğin vebalini -sorumluları, gerçekleştirmedikleri zorunlu eylemlerden münezzeh tutarak- hâşâ Yaradan’a boca etmek, anlamına geliyor olup, hiçbir biçimde kabul edilebilir değildir.” Denildi.
Önceki yıllarda da görüldüğü şekliyle yanan orman alanları, yeniden ağaçlandırılmak yerine, bunların üzerlerine yasaya aykırı olarak, konutlar ve oteller yapılmaktadır.
Dile kolay sadece 6 günde 350’den fazla orman yangını çıkmıştır ya da çıkarılmıştır. Bu yangınların failleri, bugün itibariyle, bulunamamıştır. Yangınların bir kısmının hava koşullarına bağlı olarak çıkmış olabileceği anlaşılır olmakla beraber, yangın çıkartanların sosyal medyada görüntüleri yayınlanmaktadır, ancak yakalanan kimse yoktur.
Toplumda yangınların, özellikle terör örgütü kundaklaması olduğu hakkında yaygın bir kanı vardır. Nedir ki, korkarız, açılım uğruna siyasiler, sessizliklerini korumaktadırlar. Aynı bağlamda, toplumun önemli bir çoğunluğu, ormanlık alanlarda verilen maden ruhsatlarının sayısındaki artışı ve bu alanlardaki yangınların “rastlantı” olup olmadığını sorgulamaktadır.
Bu önemli konu tüm yurttaşlarımızı, demokratik kitle örgütlerini, siyasi partileri ilgilendirdiği gibi, özellikle yangın bölgelerindeki üniversitelerimizin de dikkat alanına girmelidir. Yangın bölgelerindeki üniversitelerimiz, yangınlar hakkında özgün araştırma ve inceleme yaparak, olayı bütün yönleriyle ve önleyici somut önerilerle ortaya koymalıdırlar.
Bu noktada sorun yalnızca yangınla mücadele değildir. Aynı zamanda ve daha da öncelikli olarak yangını önlemek üzere önlemler geliştirmektir.
Örneğin:
Bu çağrı, yalnızca iktidar odaklarına değildir, hepimizedir. Orman yangınlarıyla mücadele, sadece teknik bir sorun değildir; asıl vicdani bir meseledir. Gelecek kuşaklara bırakacağımız doğal zenginlikler, bugün göstereceğimiz duyarlılıkta saklıdır.
Konuyu, orman toprağımızdan, daha geniş açıdan, daha uzun erimli bir bakış ile, ülkemizin tüm topraklarının yangın ve benzeri tehlikelerden korunması ve geliştirilmesine getirdiğimizde, şu hususların dikkate alınmasında büyük yarar görüyoruz:
Ülkemize çok yazık oluyor; ormanlarımız dahil, tüm yeşil örtüsü ile toprağımızı, suyumuzu, havamızı, korumak zorundayız. TÜMÖD olarak konuyu izlemeyi elbette sürdüreceğimizin bilinmesini isteriz.
YAZARLAR
14 Temmuz 2025YAZARLAR
14 Temmuz 2025YAZARLAR
14 Temmuz 2025ETKİNLİK
14 Temmuz 2025GÜNDEM
14 Temmuz 2025GÜNDEM
14 Temmuz 2025GÜNDEM
14 Temmuz 2025